26 Temmuz 2010 Pazartesi

Beklemek...

Hayatta hep bir seyler bekliyor insan.. Otobüsün gelmesini okulun bitmesini parayı bulmayı o kesin oralarda bir yerlerde olduguna inanılan sevgilinin gelecegi gunü...
Ama sıralar öyle kolay geçmiyor iste.. Beklenen her zaman olmuyor çat diye kimse sana sırada önündeki yeri vermiyor veya okuldan öyle kolayca mezun olunmuyor hele para belki de o sadece hep bekleniyor ama hiç bulunmuyor...
Sacımın sarı olmasını istedim geçenlerde.. Pat diye olsun hemde bilmem kimin sacı kadar güzel olsun istedim.. Gittim kuaför dedi once acilcak bidi bidi ama senin istediğin gibi olması için bekle!!!
Alisverise  gittim  millet nasıl pür dikkat.. kaynasa biri sıraya da cirlayivereyim diye bekliyor. Paran var zevkin var beğeniyorsun alamıyorsun bekliyorsun...
İste bunlar gibi bir beklemek benimkisi ..Çok önemli değil belki beklenen ama beklerken birşeyleri ,kaçan hayat yapıyor iste beni böyle asabi... 

boşan-ma

Kuzum herseye rağmen sesini özledim sen benim en kiymetlimsin..
 Kendi hayatını degistirirken 3 kisininkini mahveden bir babanın son mesajı bu...mahvettiklerinden bir tanesi kızı... Biraz zor bir kız ...aslında öyle olmak zorunda kalmış biri...hayatta zorluklar yasamış.. maddi değil belki ama beklediğini bulamamış biri o.. Ameliyathanede doktorun ona söylediği gibi bı hayat yasamamış.. Oysa ki anlasmislardi o okadar zor bir dogumdan sonra hayatının çok kolay gececegini  garantilemisti.. Ama olmadı.. en azından simdilik...
digeri oğlu... Erkek olduğunu ona birilerinin söylemesine sürekli ihtiyac duyan içindeki iyiliği dışarıya istemeden yansıtan sevgili olmak ıcin bana göre son tercih olan biri o...ama çok güzel bakan biri çok komik ve bazen o kadar akıllı ki inanası gelmiyor insanın...
En  sonuncusu da eşi.. O kızın annesi ve o cocuğunda...ama ilk basta onun karisi.. 32 yıl...aynı yastık değil o masallardaki gibi ama 32 yıl yanyana yastiklari...80 döneminde Ankara'da başlamış askları... Çok devrimci tipler değiller
 o donemde amac sadece okumak onlar için bide bulasmamak olaylara.. İste bu şartlar altında birbirlerine bulaşıyorlar.. İki tarafta izmirli.. Ortak konu bulmak kolay.. Bayram seyran beraber gidelim izmire derken nikah memuru soruyor hastalıkta saglıkta iyi günde kötü günde....
Hepsine evet o anda.. Kalpler hızlı atıyor bütün duygular tavan yapmış kafada beraber yaşlanma hayalleri... 
Ama olmuyor...adam biyolojik yasını hesaplatip 50 iken 45 çıktığını öğrendiği gün kendi biyolojik saatinin onu uyardığını hissediyor alttan alttan.. Hastalık kadına düşmüş saglık adama iyi gün adamda yaşanmış kötü gün kadinda.. E böylece kadının yası tam da hissettiği gibi...yorgunluğu kadar çok yasamış..adam bakmış etrafta vucutları aynı saatte atan birsuru kadın var gözü görmemiş o an hayatta her an onun yanında duran kadını duymamış saatin tık tak lari yüzünden cocuklarının içten ice yapma baba diye bagirislarini.. Almış Aslan ayaklı antika mobilyalarını gitmiş evden..tek aldığı onlar değilmiş tabi karısının ahini cocuklarının icinden de baba sıcaklığını goturuvermis nakliye kamyonunda..
Evler tutulmuş herkes kendine başka bir hayat kurmuş.. Ama belkide sadece kız biliyormuş asıl zorluk simdi başlıyormuş.. Annesine kocasız kendisine babasız bir hayat neler getirecek kestiremiyormus.. 
Bu bosan-ma işlemi insanın icini temizlemiyor-mus...aldat-ma olunca hiç birsey eskisi gibi olmuyor-mus ..  Zaman gecse de açılan yaralar kolay sarılmıyor-mus.. 
  

21 Temmuz 2010 Çarşamba

park-ta...

Gün gelir hiç olmaz dediklerin olur..
O gün anlarsın aslında olmaz yoktur...tek başına bir parkta oturup sorgularken buluverırsın...
neyi mi?
hayatı , kadınları , erkekleri...hatta çocukları...
Bir kız var parkta
O ebe bütün oyunlarda
Sesiyse hiç çıkmıyor..
kimse bahsetmiyor ondan
kulaktan kulaga konusmalar dısında..
Kendimi düşündüm de o kızı gördüğüm anda
O mu daha mutlu acaba şu anda??
Hiç öyle bir çocuk olmadım aslında
Ben hep kontrol eden oyunları
Ebe seçen hiç yoktan sevmediği çocukları..
Sonra büyüdüm boy attım akıl aynı
Devam etti bu kontrol manyaklığı..
Şimdi bakınca hayatımdaki bütün oyunlara
biliyor musunuz...
O kız kadar bile kazanamamışım aslında....

eskimiş bir yazı...

Kendini kaybetmeden bulamıyor insan..
Bir şehir gidilmeden sevilmiyor , sevilmeden de terkedilmiyor haliyle..
Çalışmadı mı yorulmuyor insan ve yorulmadıgında dinlenmenın de bir anlamı olmuyor..

Hayatın içerisindeki zıtlıklar var ediyor ya bizi , işte tam da bu yüzden nefret olmadan aşk olmuyor, küsmeden barışılmıyor, savaşmadan sevişilmiyor...